NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
مُوسَى بْنِ
عُقْبَةَ
عَنْ سَالِمِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
أَبِيهِ
قَالَ بَيْدَاؤُكُمْ
هَذِهِ
الَّتِي
تَكْذِبُونَ
عَلَى
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فِيهَا مَا
أَهَلَّ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِلَّا مِنْ
عِنْدِ
الْمَسْجِدِ
يَعْنِي مَسْجِدَ
ذِي
الْحُلَيْفَةِ
Salim b. Abdullah’tan rivayet
edildiğine göre, babası Abdullah b. Ömer şöyle demiştir:
Şurası (sizin)
Resûlullah (s.a.v.) hakkında iddiada bulunduğunuz Beydâ'nızdır. Resûlullah
(s.a.v.) ise, atıcak mescidin yanında, yani Zülhuleyfe mescidinde ihrama girdi.
İzah:
Müslim, hac; Tirmizî,
hac; Nesâî, menâsik; Muvatta', hac; Ahmed b. Hanbel, II, 66, 154; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, V, 38.
Metinde geçen Beydâ,
sahra ye çöl demektir. Fakat burada Zülhuleyfe'nin Mekke tarafına düşen ve
oraya yakın bulunan bir tepedir. Orada
bina ve benzeri şeyler bulunmadığı için "çöl" anlamına gelen
*'Beydâ" ismi verilmiştir.
Ulemâ Resûl-i Ekrem
(s.a.v.)'in ihrama nereden girdiği konusunda ihtilâf etmişlerdir. Bazılarına
göre Zülhuleyfe mescidinde iken ihrama girmiş, bir takımları da mescidden çıktıktan
sonra Beydâ denilen tepede telbiye getirdiğini söylemişlerdir.
Hanefî imamlarından
Tahâvî diyor ki; "Ulemâdan bir cemaat Resûlullah (s.a.v.)'ın Beydâ'da
ihrama girdiği rivayetini kabul etmemişlerdir. Zira İbn Ömer'in rivayet ettiği
bir hadiste Hz. İbn Abbas'm şunları söylediği ifade ediliyor:
"Ben bu hususu
herkesten iyi bilirim. Resulullah (s.a.v.)'dan sâdır olan hüccet birdir. Halk o
hüccet hakkında ihtilâf etmişlerdir. Resûlullah (s.a.v.) hacca niyet ederek
yola çıkmıştı, Zülhuleyfe mescidinde iki rekât namaz kıldığı vakit orada hacca
niyet ederek telbiye getirdi. Bazıları bunu işiterek belletmişlerdir. Sonra
hayvanına bindi, hayvanı yola çekilince yine telbiye getirdi. Bir takımları'
da bunu görmüşlerdir. Çünkü halk dağınık tyr şekilde geliyorlardı.
Devesi yollandığı vakit
telbiye getirdiğini işitenler:
Resûlullah (s.a.v.)
ancak hayvanı yola çekildiği vakit telbiye getirdi, demişlerdir. Sonra
Resulullah (s.a.v.) yoluna devam etti. Beydâ düzüne çıktığı vakit tekrar
telbiye getirdi. Bir takımları da bunu görerek:
Resûlullah (s.a.v.)
ancak Beydâ düzüne çıktığında telbiye getirdi, demişlerdir.
Gerçek olan ise şu ki,
Resûlullah (s.a.v.) hacca namazgahında iken niyetlenmiş ve hem hayvanına
bindiği vakit hem de Beydâ düzüne çıktığında telbiye getirmiştir."
Bundan sonra Tahâvî,
"Biz de buna kâniyiz. Ebû Hanife ile Ebû Yûsuf, (r.a.) de bu
görüştedir" der.[bk. Tahâvî, Şerhu Meâni'l-Âsâr, II, 123.] Evzâî, Ata ve
Katâde'ye göre ise, Beydâ'da ihrama girmek müstehabdır.